HackeR FrienD.Net
Bilgi Güçtür, Paylaştıkça Büyür! Etiketler: Blogger Tema, , WpFun - 0 Yorum
Gazet'e
- Ana Sayfa
- İletişim
- E-Recete
- Sayaç
- Üçüzlerin Arasında 4 Yıl Var
- Hakkimizda
- Cesaretin Var mı Aşka
- 50 İlk Öpücük
- Fetih 1453
- Thor
- Günah Keçisi
- Kızıl Nehirler
- Leyleklerin Uçuşu
- Elif Şafak Aşk
- Davinci'nin Şifresi
- Bin Muhteşem Güneş
- Sarı Kamış
- Türkleri Anlama Klavuzu
- ziyaretcidefteri
- Atatürk'ün Hayatı
- Atatürk'ün Sözleri
- Atatürk'ün Anıları ve Hikayeleri
- Atatürk'ün Şehir Gezintileri
- Can Yücel-Seninle Olmak
- Atilla İlhan - Böyle bir Sevmek
- Can Yücel - Kim özlerdi
- Aziz Nesin - Bitki Olsam
- Aziz Nesin - Boşuna
- Flash Oyunlar
- Cepten Bedava İnternet
- Site Haritası
- Canlı Televizyon
Atatürk'ün Anıları ve Hikayeleri
Afgan kralı Amanullah Han'la Başbakan İnönü'nün tenis oynayışlarını seyrederken.(24 Mayıs 1928)
YANINA ALDIĞI İLK ER
O, Samsun'a çıktığı zaman, üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, yağlan eriyip kemik ve sinir kalmış bu Türk askeri ağlıyordu. O'na sordu:
- Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?
Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki Komutanını çelik yay gibi selamladı.
- Söyle niçin ağlıyorsun?
İç Anadolu'nun yanık yürekli çocuğu içini çekti:
- Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Silahımızı elimizden aldı. Toprağıma giren düşmanı ne ile öldüreceğim? Kemal Atatürk, er'in omzuna elini koydu:
- Üzülme çocuğum, dedi. Gel benimle!
Ve Samsun deposunda giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetçik oldu. (Burhan Cahit MORKAYA)
İNANMAYANLAR DA HAKLIYDILAR
Mustafa Kemal realist bir liderdi. Lekelemelerin politika kadrosunu nasıl daraltacağını ve kendisini bir avuç partizan takımı elinde bırakacağını düşünerek, açıkça bir suç işlemiş olanlar dışında yalnız kişisel değerlere saygı gösterdi. Sicil yoklamalarına rağbet etmedi. Bir gün bana:
- Kuva-yı Milliye'ye inanmayanlar da inananlar kadar haklı idiler, demişti. (Falih Rıfkı ATAY)
TÜRK ORDULARI BAŞKUMANDANIYIM
Afyonkarahisar'ın hatlarının çözülmesi sonunda birkaç Yunanlı tutsak, geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti. Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti. Yüz, kendisine yabancı gelmediğinden ve üniformasında da hiçbir bellilik görmediğinden kim olduklarını ve rütbelerini sormaya başlamıştı.
- Binbaşı mısınız?
- Hayır.
- Albay mı?
- Hayır.
- Korgeneral mi?
- Hayır.
- Peki nesiniz?
- Ben Mareşal ve Türk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunanlı kekeledi:
- Bir başkomutanın savaş hattına bu kadar yakın yerlerde dolaşması işitilmiş değil de!.. (General SHERRIL)
Slogan burada olabilir.
Linkler | Linkler | Linkler